Son yıllarda televizyon ekranlarında öne çıkan mafya temalı diziler, izleyici kitlesi üzerinde ciddi tartışmalara yol açıyor. Özellikle genç izleyiciler arasında suç ve şiddet içerikli karakterlerin "kahramanlaştırılması", sosyal psikologlar tarafından endişeyle karşılanıyor.

Medyada mafya kültürünün sık sık övüldüğünü ve karakterlerin lüks yaşam, güçlü çevreler ve cezadan kaçış gibi öğelerle sunulduğunu belirten uzmanlar, bunun suç dünyasını romantikleştirdiğini vurguluyor. Dizilerde suç işleyen karakterler genellikle karizmatik, zeki ve başarılı gösteriliyor. Bu, özellikle ergenler için rol model olma durumu yaratıyor. Dizilerde gösterilen mafyalar, ağalar vb. hepsi iyi karakterler olarak sunuluyor. Kötü mafyalara karşı yine iyi mafyaların mücadelesi olarak yansıtılıyor. Bu durum gençlerin içinde yaşadıkları mevcut ekonomik koşullarla birleştiğinde gençlerin mafya olan ilgisi de artıyor.
Eğitimciler öğrencilerin arasında "mafya yaşamını cazip" bulan yorumların sıkça duyulduğunu aktarıyor. Gençler, karakterlerin şiddet ve yasa dışı yollarla kazandığı güç ve parayı idealize edebiliyor.
Medya sektöründen yetkililer ise ekonomik gelirlerin yüksekliğinden dolayı, dizilerin sadece kurgu olduğunu ve gerçek hayata özendirme amacı taşımadığını savunuyor. Ancak psikologlar, izleyici kitlesinin özellikle genç yaş grubunda gerçek ile kurgu arasındaki ayrımı her zaman yapamayabileceğini belirtiyor.
Eleştirmenler, televizyon yapımcılarının daha sorumlu içerikler üretmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle suç temalı dizilerde şiddetin sonuçlarına ve karakterlerin hatalı davranışlarının cezalandırılmasına dikkat çekilmesi gerektiği belirtiliyor. Aksi takdirde, "mafya kültürünün romantikleştirilmesi" genç izleyiciler için olumsuz bir örnek teşkil etmeye devam edecek.