YARGI KARARLARINA RAĞMEN MOBBİNG
Yazılı basın açıklamasına göre, PTT çalışanları bireysel olarak açtıkları davaları kazanarak onlarca kesinleşmiş mahkeme kararı elde etmelerine rağmen, PTT yönetimi bu kararları hiçe saymaktadır. Sendikanın kazandığı genel davada ise, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi tarafından 2024/3138E ve 2025/1223K sayılı iptal kararı verilmiştir.
Mahkeme kararında, "...personelin sürekli bir şekilde ve olağan 40 saatlik mesai süresi haricinde, her cumartesi gününde çalıştırılmasına hukuken olanak bulunmadığından" denilerek, sürekli hale getirilmiş fazla çalışma uygulamasının hukuka aykırı olduğu açıkça belirtilmiştir.
HUKUKİ ÇERÇEVE VE YÖNETİMİN DAYATMASI
Fazla çalışmanın mevzuatta 657 sayılı yasanın 99. maddesinde düzenlendiği hatırlatıldı. Ayrıca, 399 sayılı KHK'nin 20. maddesi sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresini 40 saat olarak belirlemektedir. KHK’nın 30. maddesi ise fazla çalışmayı sadece zorunlu ve istisnai hallere münhasır tutmaktadır. Ödenecek fazla çalışma ücreti toplamı ilgililerin temel ücretlerinin %15’ini geçememektedir.
Danıştay 8. Dairesi'nin 1996/1213 Esas no.lu kararına göre, devlet memurlarının hafta sonu tatillerinde çalıştırılmaları, ancak amir tarafından bir hafta önceden yazılı olarak bildirilmesi usulüne bağlıdır. Bu usule uyulmadan yapılan görevlendirmelere çalışan uymazsa, hakkında disiplin cezası verilemeyeceğine dair Danıştay kararı bulunmaktadır.
PTT yönetimi, sendika tarafından kazanılan dava sonrasında, mahkeme kararını uygulamak yerine hukuksuz bir genelge yayımlamıştır. Bu genelge ile yönetimin, "emekçileri yılın belli dönemlerinde cumartesi mesaisine çağırabileceği" belirtilmiştir. Haber-Sen, yönetimin, cumartesi çalışmasının sürekli değil dönüşümlü olma gerekçesini, sendikanın kazandığı davaya değil, KİK (Kurum İdari Kurul) toplantısına bağlamasını eleştirmektedir. Yönetimin, KİK raporlarında aksi yönde yazmasına rağmen, zorunlu cumartesi mesaisinin kaldırılmasını, yandaş sendikanın KİK kazanımı gibi sunduğu iddia edilmektedir.
"TUTULAN TUTANAKLARIN HUKUKİ DAYANAĞI YOKTUR!"
Hukuksuz genelgeye dayanılarak, işe gelmeyen emekçiler hakkında tutanaklar tutulmakta ve disiplin cezalarıyla tehdit edilmektedir.
Sendika, PTT yönetiminin yargı kararlarını yok sayarak artan iş yükünü bahane gösterdiğini ve yargı yerinde kazanılmış bir hakkı gasp etmek istediğini vurguladı.
Aydın, kurumda personel eksikliği olmadığını iddia eden PTT yöneticilerine şu soruları yöneltti:
Açıklamada, 2018 yılından bu yana kadrolu personel alımı yapılmayan PTT’nin mevcut çalışan sayısının 38 bin olduğu, bu sayının neredeyse yarısının ucuz iş gücü ve emek sömürüsü demek olan taşeron şirket eliyle istihdam edildiği bilgisine yer verildi. Kurumun artan zararlarına rağmen, emekçilerin insanca yaşamaya yetmeyecek maaşlarının dahi "personel giderleri" olarak yük gösterildiği belirtildi. Posta emekçilerinin OECD ülkeleri içerisindeki meslektaşlarından çok daha fazla mesai ürettikleri halde, onlardan çok daha az kazandıkları ifade edildi.