TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi (ZMO) Adana Sube Baskani Feyzullah Korkut, dünyayi ve ülkemizi etkileyen Coronavirüs (Covid-19) salgini ile mücadele edildigi bugünlerde tohumlarin ve fidelerin toprak ile bulusmayi bekledigini söyledi.
Sagligimizi korumanin tibbi yöntemler disindaki en önemli iki etkeninin her insanin temiz ve saglikli su ile gidaya ulasma hakki olduguna vurgu yapan Korkut, su ve gida, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki ürün olarak önemini sürdürecektir, dedi.
TARIMSAL ÜRETIMIMIZI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ
Bir yandan su kaynaklarimizi korurken, diger yandan tarimsal üretimimizi artirmamizin mutlak bir zorunluluk olduguna vurgu yapan Korkut söyle konustu:
“Tarimsal ürünlerde net disa bagimli hale gelen ülkemizde, tarim sektörünün ekonomideki agirligi her geçen yil azalmaktadir. Tarimin milli gelire ve istihdama katkisi azalirken, çiftçinin yillardir devletten alacagi büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere basvurmakta, borç bataginda tarlasini satmaktadir. Tarimsal örgüt enflasyonunda aslinda örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yilda 3,5 milyon hektar islenebilir tarim arazisini ekmekten vazgeçti. Çiftçi Kayit Sistemi (ÇKS)'ye kayitli çiftçi sayisi 2003 yilinda 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düstü, yaklasik 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarim destegini bile almayi birakti. Gerek üretim alanlarinin daralmasi, gerekse çiftçi sayisindaki düsüs, tarimda bir üretim sorunu oldugunu açikça göstermektedir.”
Tarim alanlarinin, tarimsal üretimin, çiftçi sayisinin, kirsal alan nüfusunun sürekli düstügü bu süreçte, ülkemizi de yogun olarak etkileyen coronavirüs salgininin sektöre yikici etkilerinin olacagina dikkat çeken Korkut, salgininin ülkemize en az zarar vermesi için açiklanan “Ekonomik Istikrar Kalkani” paketindeki önlemler arasinda tarim sektörüne yer verilmemesini elestirerek söyle konustu:
“Tarim sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarimsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksizdir. Unutmayalim ki, bir aylik ekim sezonunu kaçirirsak, bir yillik mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kitlik ve açlik yasariz.
Çözüm; çiftçilerimizin tarim ürünlerini üretebilecegi olanaklarin güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gidalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir sekilde ulasmasinin saglanmasidir.”
DESTEKLEME KAPSAMI GENISLETILMELI
“Tarimsal Üretim Seferberligi” ilan edilmesini talep eden Korkut, salgininin tarim sektörüne olan olumsuz etkilerini en aza indirmek için tarimsal politikalar konusunda yapilmasi gerekenlere iliskin somut önerilerini söyle siraladi:
“5488 sayili Tarim Kanunu geregi, bütçeden tarima ayrilan kaynak, 2021 yili bütçesi ve sonraki yillar için gayrisafi millî hâsilanin en az %1’i düzeyine yükseltilmelidir.
2019 yili destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yilina sarkmadan ödenmelidir.
Tarim ve Orman Bakanligi tarafindan açiklanan üretici destekleme basvuru tarihleri, destekleme kapsamindaki diger ürünler için de uygulanmalidir.
Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsami genisletilmeli, iyi tarim uygulamalari ve organik tarim destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açiklanmalidir.
Çiftçilerin Ziraat Bankasi, özel bankalar ve Tarim Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlari yapilandirilmali, 2020 yili için faiz alinmamalidir. Borç ertelemesi, düsük faizli kredi yaninda, çiftçi borçlarinin silinmesi de gündeme gelmelidir.
Çiftçilerin BAGKUR ve SSK borçlari, 2020 yili hasat sezonu sonuna ertelenmelidir.
Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarim isletmelerini de kapsamalidir.
TMO, bugday basta olmak üzere 2020 yili için alim garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarina karsi üretim maliyetlerinin üzerinde alim fiyati açiklamalidir.
Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düsürülmeli, tarimsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatici önlemler ivedilikle alinmalidir.
Covid-19 salgini sürecinde tüm yurttaslarimizin içme suyu ve çiftçilerimizin tarimsal su kullanim borçlari ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir.
Içisleri Bakanligi Genelgesi ile getirilen 65 yas üstü insanlarimizin sokaga çikma yasagi; özellikle Mart-Nisan aylarinin bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakim dönemi olmasi, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alicilara teslimi gerçegi göz önüne alinarak, tarim nüfusunun yasadigi yerlerde kontrollü olarak kaldirilmalidir. ÇKS’ye kayitli çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanina ulasma yasagi kaldirilmalidir.”