Bugün, 25 Kasım 2024 Pazartesi
Son günlerde Ögretmene yasanan siddet olaylarinin artmasi üzerine Kamusene Bagli Türk EgItim Sen 1 nolu sube Baskani Durdu Mehmet Girgeç, 2 Nolu sube baskani Ferhat Utlu Ve 3 Nolu sube baskani Bahadir Tozduman ortak Il Temsilciliginde basin açiklamasi yaptilar.
Egitime siddet olaylarinin önüne geçilebilmesi için Cumhurbaskanina mektup yazan sube baskanlari 81 ilde es zamanli olarak basin açiklamasi düzenleyip yazdiklari mektubu Cumhurbaskani sn Recep Tayyip Erdogan’a ulastirilmak üzere postaneye teslim ettiler Kamusen’de gerçeklesen basin toplantisinda Kamusen Adana Il Temsilcisi Selçuk Diker ve diger sube baskanlarida hazir bulundu Basin toplantisinda grup adina açiklama yapan Türk Egitim Sen 1 nolu Sube Baskani Durdu Mehmet Girgeç yazdiklari mektubu kamuoyuyla paylasti Mektupta su cümleler yer aldi
Sayin Cumhurbaskanim,
Malumunuz üzere, siddet olaylarinda toplum sihhatimizi etkileyecek düzeyde önemli bir artis sözkonusudur. Basta kadin ve çocuklara yönelik olmak üzere, siddet vakalari adeta toplumsal bir cinnet seviyesine ulasmis durumdadir.
Bu kapsamda ögretmenlerimize ve egitim çalisanlarina karsi siddet olaylarinda da inanilmaz bir artis sözkosudur. Su bir gerçektir ki, egitim çalisanlarina yönelik siddet meselesi, hali hazirda egitim hayatimizin öncelikli ve önemli sorunlarindan birisi haline gelmistir. Gün geçmiyor ki, ögretmene dönük bir siddet hadisesine dair bir haber medyaya yansimamis olsun. Sözlü ya da fiziksel siddete maruz kalan, darp edilen ve hatta canina kast edilen ögretmenlerimiz yüreklerimizi daglamaktadir.
Durumun can atici bir diger tarafi da ögretmenlerimize yönelik gerçeklesen siddet vakalarinin failleri, büyük oranda ögrenci ya da ögrenci velisidir. Sendikamizin geçen yil gerçeklestirdigi bir anket çalismasi göstermistir ki, egitim çalisanlarina siddet uygulayanlarin %67’si ögrenci ya da ögrenci velileridir. Bu, üzerinde önemle ve uzun uzun düsünülmesi gereken bir noktadir. Dün, canindan parçasini yani evladini okula getirirken “Eti senin kemigi benim” teslimiyetiyle ve muteber bir tutumla ögretmene yaklasan bu toplum, ne zaman ve nasil bu duruma gelmistir? Iste problemin çözülmesi gereken asil dügümü buradadir.
Artan siddet olaylari, egitim çalisanlarinda can güvenligi endisesine dahi yol açmakta ve motivasyonlarini olumsuz etkileyecek ölçüde tedirgin etmektedir. Yani su gözden kaçirilmamalidir ki; ögretmene siddet, sadece adli boyutu olan bir sosyal problem degil, ayni zamanda bir egitim sorunu halini almistir.
Sadece son birkaç yilda ölümle sonuçlanan siddet olaylarina örnek verirsek;
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde arastirma görevlisi olan Ceren Damar Senel, sinavda kopya çektigini tespit ettigi ögrencisi tarafindan 2 Ocak 2019 tarihinde üniversitedeki odasinda hunharca öldürüldü.
2 Nisan 2019 tarihinde Gebze Atatürk Anadolu Lisesi’nde görevli müdür yardimcisi Necmettin Kuyucu ögrencisi tarafindan okulunda vahsice katledildi.
Izmir’in Ödemis ilçesinde, 15 Aralik 2017 tarihinde ögrencisi tarafindan vurularak öldürülen okul müdürü Ayhan Kökmen ve Izmir’in Karabaglar ilçesinde 25 Eylül 2012 tarihinde biçaklanarak öldürülen Rabia Sevilay Durukan ögretmenimizi de unutmadik!
Sanirim herkes kabul eder ki, ögretmenlere yönelik siddet hadiselerinin artis göstermesinin nedenlerinin basinda, ögretmenin itibarinin rencide edilmis olmasi gelmektedir. “Bana bir harf ögretenin kirk yil kölesi olurum” suuruyla yogrulmus bir medeniyet ikliminde, ögretmenler bu kadar kolay hakaret edilebilen ve her önüne gelenin siddet uygulayabildigi kimseler olmamalidir. Dolayisiyla bu noktada atilacak ilk adim ögretmenlik mesleginin itibarini artirici tedbirleri almaktir. Bu amaç dogrultusunda yapilacak yasal düzenlemelerin yani sira, basta yöneticiler olmak üzere toplum kanaatini yönlendiren herkesin bu yüksek sorumluluk duygusuyla ögretmenlerimize yönelik söylem ve tutumlarina dikkat etmeleri gerekmektedir.
Öte yandan, siddet hadiselerine zemin ve ortam hazirlayan baska hususlari da görmek lazimdir.
Öncelikle, güvenlik tedbirleri ve hizmetleri çok yetersizdir. Biliyoruz ki, okullarin çok büyük kisminda yeterli güvenlik tedbirleri alinmamakta, Kent Güvenlik Yönetim Sistemine entegre kamera imkanlari bulunmamakta, hatta bir çok okulumuzda güvenlik hizmeti sadece nöbetçi ögretmenler eliyle saglanmaya çalisilmaktadir. Okullarimiza ve üniversitelerimize ögrenciler hatta ögrenci olmayan unsurlar sopa, kesici/delici alet ve hatta atesli silah dahi sokabilmektedir. Ögrenci, veli ve diger toplum kesimlerinin siddet hususunda adli ve hukuki açidan bilinçlendirilememis olmasi, ögrencilerimizin bagimlilik ve kötü aliskanliklarin cenderesinde birakilmis olmasi, disiplin mevzuatinin yetersizlikleri, medyanin ögretmenlerimiz hakkinda sorumsuz ve ölçüsüz yayinlari ve en önemlisi de yasal koruma eksikligi egitim çalisanlarina yönelik siddet olaylarina uygun zemin ve firsat hazirlamaktadir.
Sayin Cumhurbaskanim,
Biz egitimciler olarak, egitim çalisanlarina yönelik siddetin ortadan kaldirilmasi anlaminda toplumsal bir seferberlik haline ihtiyaç olduguna inaniyoruz. Ki, zaten ögretmene yönelik siddet sadece egitim çalisanlarinin sorunu degil, toplumun sorunudur. Çünkü unutulmasin ki, ögretmene verdigimiz deger, aslinda ülkemizin gelecegi olan çocuklarimiza verdigimiz kiymettir.
Zat-i alinizin iradesiyle ve TBMM’nin yapacagi yasal düzenlemelerle siddetin önlenmesi yolunda mesafe katedecegimize inaniyoruz. Hayatini egitime adayan, bilgi ve tecrübesini aktarmak için ihlasla çaba sarf eden, ögrencilerini kendi çocuklarindan ayirmayan ve fedakârca görevini yapan ögretmenlerimizin can güvenliginin saglanmasi anlaminda yasal düzenleme yapilmalidir. Türk Ceza Kanunu’nun 112 inci maddesinde düzenleme yapilmali, siddeti önleyici tedbirler ve caydirici müeyyidelerin getirilmesi saglanarak egitim çalisanlarinin güvenlik içinde çalismasi yasal koruma altina alinmalidir. Ayrica bu düzenlemeyle, egitimcilere siddet uygulandiginda bir sikâyete bagli kalmaksizin, fail hakkinda kamu davasi açilmasi ve en agir cezai müeyyidelerin uygulanmasini talep ediyoruz. Egitim çalisanlarina yönelik siddete asla müsamaha gösterilmeyecegi, aksine siddet suçlarinin mutlaka cezalandirilacagi düsüncesinin yerlestirilmesi ve kamu sagligini bozdugu için de ayrica cezalandirilacagi bilincinin olusturulmasi, önleyicilik açisindan önemli bir adim olacaktir.
Sayin Cumhurbaskanim,
Ifade ettigimiz gibi, artik bir egitim sorunu haline gelmis olan egitim çalisanlarina siddet konusunda ilgili süreçleri harekete geçirmenizi istirham ediyoruz. Egitimin asli unsuru ve tasiyici kolonu olan ögretmenlerimizin sayginliginin artirilmasi, güvenli çalisma ortamlarina kavusmalari, daha verimli egitim hizmetini getirecek ve dolayisiyla toplumun saglikli gelecegini insa edecektir.
Toplumsal meselelere ve özellikle egitim sorunlarina duyarli yaklastigini bildigimiz zat-i alinizin, egitim çalisanlarina yönelik siddetin önlenmesi anlaminda gerekli adimlarin atilmasi hususunda irade ortaya koyacagina inaniyoruz.
Daha fazla canin yitip gitmemesi, mirasçisi oldugumuz medeniyetimize yakismayan ögretmene siddetin önlenmesi anlaminda yasal düzenlemenin bir an önce yapilmasi bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Biz inaniyoruz ki, ögretmenle birlikte kaybettigimiz, esasinda toplumun ve Türkiye’nin gelecegidir.
Saygilarimizla yüksek takdirlerinize arz ederiz.
Daha sonra soru cevap kiSmina geçilen basin açiklamasinda Baskan Girgeç sorulan bir soru üzerine keske memurlarimizin özlük haklarindan tutunda yasadigi sorunlar konusunda diger memur sendikalariylada ele ele verip güç birligi yapabilsek Ama iste yetkili sendika memurlarin sorunlari karsisinda ciliz tepkiler veriyor ve isbirliginden kaçiniyor Ama Türkiye Kamusen olarak biz her zaman memurun hakkini aramak için sahalarda her zaman her sartta da memurlarimizin yaninda olacagiz Gelin el ele verelim memurlarin sorunlarinin el birligiyle çözelim diyerek diger memur konfederasyonlarina seslendi
