YALAN DÜNYA
Bitmek tükenmek bilmeyen arzularımızın, ‘Dur!’dan anlamayan isteklerimizin, hükmetmek isteyenler içinse oyuncak olmuş koskoca bir fanustur dünya.
İçerden bakınca koskoca görünen, dışarıdan -yani uzaydan- bakınca ise ‘nokta’ kadar görünen koca kafes!
Hırslar uğruna kalplerin kırıldığı, doymak bilmeyenlerin tarla hükmünde gördüğü, ölüme söz geçiremeyenlerin sahte tanrı(!) olduğu yalan dünya…
Neyin peşindesin ey insanoğlu?
Nedir, bir et ve kemik yığınından oluşan candaşlarından istediğin?
Var oluşunun yegane gayesi dünyada hükümranlık sürmek mi yoksa dünya sonrası hayatın katmanlarında varlık ve yokluk mücadelesinde el-aman dilemek mi?
***
Dünyamız maalesef bir gurup insan tarafından istila edilmekte; insanlarımız hızla yayılan bu anarşist ve faşist gurupların tesirinde kalarak koskoca bir yangına hızla itilmektedir.
Kendini ‘kutsanmış’ gören bir takım kan emici vampirlerin dişlerindeki azılı kan arzusu artık kokmaya başladı. Artık faşizm öyle bir noktaya vardı ki: insanlık bu vahşilere –nihayet- ‘yeter artık’ demeye başladı.
***
Sözlerimden de anlaşılacağı üzere, vahşetin sahibi yamyam İsrail yönetimi, aylardır sürdürdüğü katliamlarına hız vermeden devam ediyor. Çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden insanların üzerine hunharca bombalar yağdıran ‘Buzağı’nın Çocukları’, anlaşılan o ki emelleri olan, kutsal gördükleri toprakları kendi sınırlarına katıncaya dek durmayacaklar!
***
Dünya Filistin’i ‘devlet’ olarak tanımaya başladı lakin görülüyor ki bedel ödenmeden de devlet olunmuyor!
Peki Avrupa ülkeleri neden aylar sonrasını bekleyerek birbiri ardına böylesine önemli bir kararı deklare etme yarışına girdiler?
Bunun olması için daha kaç canın kan dökmesi gerekiyordu?
***
Filistin halkı Müslüman olarak bilinir ve yaşadıkları şu zorlu süreçte bile yaradana sitem etmeden dindaşlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Bunu da sosyal mecrada yapılan paylaşımlarla görmek mümkün. Peki neden dindaşlar bu çağrıya tepkiyi sadece dua ile veriyor?
‘Kutsanmış!, Buzağı’nın Çocukları’ projelerini çok güzel ve rahat bir şekilde uyguluyor maalesef.
Yüce yaradan yar ve yardımcıları olsun… Bunu yazarken bile kendimden utanıyorum, kusura bakmayın lütfen. Aciz olmak, hiçbir şey yapamamak gerçekten çok kötü bir ruh hali.
***
Sadece Filistin mi yaşıyor bu zulmü? Tabi ki hayır.
Doğu Türkistan’da Çin’in zulmüne uğrayan soydaşlarımız da yıllardır işkenceye maruz kalıyor, canice katlediliyorlar. Yine aynı dünyanın paydaşları olarak bu durumu da sadece izlemekle yetiniyoruz. Üzgünüm…
Aslında uykularımızın kaçması lazım. Yediklerimizin midemize varmadan geri dışarı çıkması, vücudumuzun kabul etmemesi lazım ama o da yok!
Çünkü bunları biz yaşamıyoruz da ondan! Allah yaşatmasın…
Yine yazacağım ama olsun: ‘Nefes alabiliyorsak canlı, başkasının acısını hissedebiliyorsak insanız.’
Elimizle edemiyoruz lakin şimdilik dilimizle arşa sesleniyoruz. Görünen o ki buğzetme vakti geldi.
Oysa benim merakımı diri tutan şey bambaşka: Filistin halkı veya Doğu Türkistanlılar mı sınavda yoksa biz mi?
İşte bu sorunun cevabı vicdanımızda saklı…
Savaşın yerini barışın, mermilerin yerini kalemin, kanın yerini yeşilin aldığı bir dünyaya uyanmak dileğiyle…